Hakkımızda
“Kültürüm Geleceğim” Projemizi hazırlarken ihtiyaçlarımızdan yola çıktık. Yaşam tarzımızı değiştiren pandemi şartları beraberinde değişimi getirdi. Coronanın yayılma biçimi insanların düşünce sistemini esnekleştirdi. Sadece kendimiz için değil başkaları için de düşünmek gerektiğini iyice fark ettik. Yedi buçuk milyar insan aynı anda ölüm korkusunu yaşadı. Bu düşüncelerle, pandemi sürecinde depresyon geçiren bir öğrencimde uyguladığım bireysel eğitim programı kısa sürede cevap verince kolları sıvayıp Unesco için bir proje yazdım. Kabul edildi.
Maceramız böyle başladı. Yeni bir eğitim programına ihtiyacımız vardı. Öğrencilerin “kendi reçetelerini kendilerine buldurtacak” bir program üretmek şart oldu. Yeni bir çağdayız, yeni bir zihin yapılanması gerekiyor. Beynimizin yapısını öğrenmek sorunların çözümleri için sonsuz seçeneklere sahip olduğumuzu anlamak gerekiyor. Çocuklarımızın kendi yaşamlarını kendilerinin modellemesi gerekiyor. Bunu fark etmeleri için onlara destek olup yol gösterdik.
“Kültürüm Geleceğim” projemizde ortaya koyduğumuz yöntemi sacayağı gibi düşünün.
- Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre, Ahi Evran gibi bilgelik göstermiş büyük dedelerimizin, yaşam felsefelerini, günümüze kadar gelen, iyilik halini destekleyen, ölümsüz düşüncelerini anlamak ve yaşamak.
- Öğrencilerimizin bu düşünceleri bilimde bağlantısal bütünsellik anlayışıyla, beyin etkileşimini kurarak irdelemelerini sağlamak.
- Proje konusunu içeren özgün bir müzikal ile felsefe ve bilim içeriğini sanatla desteklemek.
Geleceğimizi şekillendirecek potansiyelde olan öğrencilerimiz için güncel ve yaşamsal bir eğitim programı… Onların ufuklarını genişletebilen, gerçek hayatla kolayca ilişkilenen, düşündürmeye ve uygulamaya yönelik kazanmalar hedefledik. Maltepe Üniversitesinden danışmanlık alarak hazırladığımız programda teknoloji ve iletişim çağına uygun bir öğrenme hiyerarşisi olarak karşımıza çıkan‘’Bloom Taksonomosi’’kullandık ve Ayrıca ‘’Koşut Eğitim Programı Modeli ‘’ ile genel müfredatta olmayan bilgi ve becerileri edinmelerini hedefledik. Proje eğitimine otuz öğrencimiz katıldı. Toplam 72 saatlik programın 16 saatlik kısmını Marmara Üniversitesi danışmanlığı ile tamamladık. Programımıza katkı sunan Tıp Fakültesi Hocaları ve Gönüllü Öğrencileri beynimizin sınırsız çalışma yeteneği/kapasitesi, bağlantısal bütünsellik konusunda etkinlikler hazırladılar. Eğitim sürecine refakat eden gönüllü ablalar ağabeyler, bir yandan öğretirken bir yandan kardeşleri ile eğlendiler ve yoğun duygu yüklü bir eğitim görünürlüğü oluştu. Bağlantısal Bütünsellik kavramı son yedi yıldır nöro bilim alanında yapılan çalışmalarla ortaya çıktı. Eski bilimde gerçeklik, birbirinden ayrı, ölçülebilir parçalardan oluşan bir toplam iken yeni bilimde birbirinden ayrılmaz ilişkilerden oluşan bir bütünsel ağ. Yeni düşünce sistemi sadece bilim alanıyla sınırlı değil. Ekonomiden eğitime, hukuktan sağlığa her alanı etkileyecek. Çevremize ve kendimize bakış açımızı değiştirmemizi sağlayacak. Kültürün her katmanını etkileme potansiyeline sahip yeni bir düşünce sistemi.
Eğitimlere katılan İstanbul Fuat Sezgin Bilim ve Sanat Merkezi’ndeki 4., 5., 6. Sınıf düzeyi öğrencilerimiz kadim Anadolu kültüründen etkilenerek geliştirdikleri yaratıcı düşünme becerilerini açığa çıkarmakta farkındalık kazandılar, oluşturdukları sevgi, barış, hoşgörü gibi anlayışları içeren özgün etkinlikleri arkadaşları ile paylaştılar.
Velilere yönelik eğitim hazırladık. Proje eğitimleri tamamlandıktan sonra çocukların aktarımlarını öğrenmeye yönelik eğlenceli bir şenliğimiz oldu. Öğrenciler yetenekleri doğrultusunda kendi seçtikleri alanlarda öğrendiklerini sergilediler. Bilsem Çoksesli Çocuk Korosu “Şaha Giden Turnalar” adlı özel programını sundu. Halk oyunları figürlerini topluca sergiledik.
Kültürün içine doğuyoruz. Zihnimiz bu kültürle şekilleniyor. Alıştığımız kültürün içinde sınırlı düşünmek zorunda kalıyoruz. Ezberlediğimiz kabullere göre yaşamak bizi sınırlandırıyor. Bize aktarılanların klişe bilgilerin son kullanma tarihi geçti. Yeni bir çağı yaşıyoruz. Aktif bir sorgulama sürecinden geçmek zorundayız. Kendi kurduğumuz anlam dünyamız dikkatimizin odağı oluyor ve fikir üretme biçimimizi derinden etkiliyor. Neden buradayız? Sorusuna cevap verebilmek lazım… Anadolu erenlerinden öğrendiğimiz değerler, maneviyat, mana ile ilgili. Anlamı aramalıyız. Başkaları için fayda üretecek bir anlayış edinmemiz lâzım. Taklitle ve ezberle değil, sınama yanılma yoluyla, zorluklardan geçerek hikmet sahibi insana dönüşürüz. Başkasını anlatmak yerine kendini yaşa. Senden ne haber? Sen ne yaptın? Kendi manası olan insanın başkasına ihtiyacı olmaz. Bağırma, öfkelenme, umutsuzluğa düşme, ruhen yorgun hissetme. İnsanı değersiz ve aciz hissettiren sisteme karşı yeni dünyanın cesur insanı olabiliriz. Seçim bize ait… Kendi yolculuğunu gerçekleştir.
Proje Yöneticisi
Ayşen Ertürkler